26 Aralık 2011 Pazartesi

Ölüm Zinciri / Chain Letter

Benim film seçmede en büyük zaafım filmin konusunu okuduktan sonra hemen izleyip izlememeye karar vermek.Bu hatayı çok sık yaptığım için güzel filmleri de her zaman izlemeye vaktim olmuyor.Ölüm Zinciri ise bugüne kadar izlediğim en başarısız korku filmlerinden biri olarak kayıtlarımda yer aldı.İMDB puanı 4.0 olan bir filmi izlememde zaten bir hata ama dediğim gibi konusuna kapılıp izlediğim onlarca kötü filmden birisi işte.Öncelikle yazımın başından beri övdüğüm filmin konusuna bakıcak olursak filmde internet üzerinden gelen bir ölüm zinciri adlı mesajı alan 6 öğrencinin arkadaşlarına da bu mesajı yollamadıklar takdirde ölümlerini inşa ettikleri bir film.Aslında işlenebilse ve klişelerden uzak kalınabilse oldukça iyi bir film ortaya çıkabilir bence.Testere serisine benzetilen öldürme seansları,oyuncuların vasat performansları ve filmin atmosferi içler acısı diyebilirim.İlk defa bir korku filminin mekanından bu kadar rahatsız olduğumu da belirtmeliyim.Yönetmenin parası mı yoktu bilemiyorum ama gerçekten kötü bir atmosfer vardı filmde.Oyunculara baktığımızda klasik ABD korku filmlerinde olduğu gibi tanınmamış oyunculardan oluşan vasat performanslı bir kadro ne kadar kötü performansları sergilediklerini izlediğinizde sizde görebilirsiniz...
Ve gelelim filmin belki de tek olumlu yanına.Korku filmlerinde iyi müzik yapabilmek çok önemlidir.Çünkü özellikle de ölüm sahnelerinde seyirciyi korkutmak için müziklerin bu sahnelerdeki rolü çok önemli.Testere,13.Cuma vb. seri filmlerde izleyicinin korkması yada en azından gerilmesinde müziklerin payı elbet çok büyük.Bu filmde şayet öldürme sahneleri biraz orjinal ve akıllıca olsaydı bence güzel müzikleriyle iyi bir filmin temelleri atılabilirdi.

Filmde bir de verilmeye çalışılan ufaktan bir mesajda var sanki.Teknolojinin zararları.Filmde sürekli vurgulanan şeylerden birisi de katilin teknoloji düşmanı bir grup üyesi olduğuydu.Gerçi çoğu korku filminin aksine katilin kim olduğunu bilemememiz sadece aklımızda kalan sorularla birden biten film de kalitesini böyle ortaya koyuyor.Özellikle de Cevapsız Arama,Ölümün Sesi,3 Gün İçinde Öleceksin serisi gibi filmlerden zevk alanlar için bile kötü bir film olmuş.Umarım ben de bir daha böyle bir hataya başvurmam!

25 Aralık 2011 Pazar

Korku Kapanı 4 /Wrong Turn 4


2000'li yıllar bana göre korku sinemasının dibe vurduğu yıllar olmuştur.Korku Kapanı ve Testere dışında çıkan hiçbir seri orjinal kalamamış ve izleyiciyi kendisine çekmeyi başaramamıştır.Korku filmlerinin kalitesizliğini yaşadığımız şu yıllarda ilk filmi 2003 yılında gösterilen ve ardından gördüğü büyük ilgiyle serinin en iyi filmi olarak gösterdiğim ikinci filminin 2006 yılında çekilmesi ve ardından bir yıl sonra izleyiciye sunulan serinin üçüncü filminden sonra 4 yıllık bir arayla serinin bu son filmi karşımızda.Sıkı bir korku film izleyicisi olduğum için artık hangi filmin nasıl biteceğini bile çoğu zaman bilmek gerçekten sıkıyor beni.Gerçi tahmin yürütmek için 20 korku filmi izlemeniz bile yeterli olacaktır zaten.Serinin bu son filmini de bu şekilde izledim ama bu serinin diğer serilerden bir farkı var demiştim yazımın başında.İşte tahmin ederek izlememe karşında filmden bir dakika olsun sıkılmadan,büyük bir merakla yinede izledim.İşte Korku Kapanı serinin de en büyük avantajı bu oluyor.Film izleyiciyi kendine öyle bir çekiyor ki hele son sahnelerde ''napıyorsun? kaçıp kurtulsana işte'' gibi cümleler kurmaktan da kendimi alamamam beni bu seriye bağlayan en büyük şey zaten...

Filmin konusuna baktığımızda ilk üç filme göre bu sefer ormanda değil mekan olarak terkedilmiş bir sanatoryumda geçtiğini görüyoruz.Açıkcası fragmanını izlerken bile keyif alacağınızı hissedebiliyorsunuz.Filmin ana konusu yamyamlar bu filmde de yine iş başı yapmışlar.Artık kendileriyle dost olduğum(!) için yeni filmlerini sabırsızlıkla bekliyorum diyebilirim.Biraz spoiler yapıcak olursak David'in etini kesip,ızgara çubuğuna geçirip ardından da soğanla birlikte pişiriz ızgara yapmaları ve afiyetle yedikleri o sahnede elimden cipsi düşürdüğüm an olmuştu ve cidden midem kalkmıştı ama daha sonra eti yiyen yamyamın eliyle yapmış olduğu ''ımm çok lezzetli'' işareti de beni o kadar güldürdü ki anlatamam.Filmin konusuna dönersek yine klasik 9 kişinin dağda kaybolması konusu terkedilmiş sanılan sanatoryumda bir gece geçirmek zorunda olmaları ve 2 gün boyunca başlarına gelen oyunlarla olan yüzleşmelerini anlatan klasik ama bir Korku Kapanı filmi.

Filmin oyuncuları da her zaman ki gibi ABD'nin ünlü Hollywood oyuncularından değil.Zaten korku filmlerinin en önemli özelliği de hemen her filmde popülerliği fazla olmayan oyuncularına kadroda yer vermesi.Bu çoğu zaman handikap olabiliyor ama bu filmde oyunculuklar kötü değil ortalama seyrindeydi.Zaten orjinal dilde seyretmenin de en büyük artısı oyunculuk performanslarını daha iyi görebilmek.Zaten gişe kaygısı taşımayan bir film için ideal bir oyuncu kadrosu olmuş bence.

Son olarak filmi her yıl korku filmlerine verdiğim Oscar Ödülleri'n de ki yerine.Açıkcası bu sene iyi bir korku filmi pek fazla izleyemedik desem tam yeridir bence.Çok fazla seçeneğimizin olmadığı bu sene Korku Kapanı 4 filminin adaylık alması diğer filmlere baktığımızda gayet yeterli duruyor gibi.

18 Aralık 2011 Pazar

Ölüm Zili/Death Bell

Güney Kore,Japonya ve Tayland gibi ülkelerin korku sinemasında yer almasının en büyük sebebi orjinal korku hikayeleridir.Ne kadar güzel olduğu tartışılır tabi ama yapılan filmlerin çoğunda orjinal senaryoların işlenmesi zeki
Uzakdoğu insanının sinemaya da el atabileceğini gösteriyor bizlere.Ancak şahsım adına söylersem iyi bir korku sineması izleyicisi olmama rağmen Güney Kore filmlerini izlemeyi tercih etmiyorum çünkü filmlerinde ciddi anlamda sıkıntılar oluyor.Ölüm Zili filmini ise izleme sebebim sadece vakit geçirmek.Filmi izledikten sonra da vakit geçirmek için izlemenin ötesine geçemediğini düşünüyorum.

Filmin en büyük ve tek artısı konusu.Sıkı korku film izleyicileri filmi 2009 İngiltere yapımı Tormented filmine benzetebilir ama bu filmin ayrıldığı noktalar filmin zaten en iyi noktası.Filmde burs alamayan ve ailesinin maddi durumu sebebiyle öğretmenlerinden burs isteyen genç kızın,okulun erkek öğretmenlerinden biri tarafından öldürülmesini ve daha sonra kızın babasının zekice oynadığı bir intikam oyununu konu alıyor.Zekice sorulan soruların okulun en zeki öğrencilerinden oluşan bir özel sınıflar oynanması da dikkatlerden kaçmıyor.Filmin başlarında oyunu öldürülen kızın yapıldığı zannediliyor ancak gerçek filmin sonuna doğru ortaya çıkıyor.Zekice hazırlanmış senaryosunu beğendiğimi ancak iyi işlenemediği kanaatindeyim.Bu yüzden ileride Hollywood tarafından filmin Remake'i yapılması kaçınılmaz gibi.Zate Ring/Halka filmi bile Remake oluyorsa Hollywood'un Güney Kore ve Japonlar'dan artık kopya çekmesi normal bir hal alıyor.Bu konu aslında çalışmayan tembel bir öğrencinin,çalışkan ve akıllı bir öğrenciden kopya çekmesine benzetilebilir aslında.

Filmde dikkatimi çeken en büyük eksiklik yetersiz seviyede kalmış oyunculuklar.Bu da dolaylı yoldan yönetmenin de bana göre başarısız olduğunu ortaya koyuyor.Şöyle ki filmde oynayacağı oyuncuların performanslarını nasıl yönetmen belirliyorsa filmin kaliteli olmasını da bir bakıma yönetmen belirliyor.Filmdeki oyunculuk performanslarını inandırıcı bulmadığımı da eklemeliyim.Sanki ezbere oynanan bir oyun gibiyidi.Oyuncuların performasının kötü olması da filmin başarısını bence hissedilir derecede düşürmüş.Filmin Bruce Lee tarafından yapılması da avantaj olacağı gibi dezavantaj olmuş.Bu da Lee'nin oyuncu seçiminde başarısız olduğunu gösteriyor.Zaten genelde oyunculuğu çok başarılı olan kişilerin yönetmenlik becerilerinin çoğu zaman sınıfı geçememesi herkesin kendi işini yapması gerektiğini bizlere hatırlatıyor.

Filmin İMDb puanı ortalama film düzeyinde.Yani 5.6/10.Aslında İMDb dünyanın her kesiminden insanların oylarıyla belirlenen film puanlarından oluşsada iizleyicinin kendi beğenisinin her zaman daha önemli olduğu kanısındayım.Film pek çok yönden tatmin edici olmasada izlenesi farklı bir film olarak hafızamda yer alacak.
Son bir notumu da paylaşayım filmin 2.si de çıkmış.İzleyip,görelim bakalım.!

 Filme Puanım ((6.1)) Ortalama