Yasak Aşk |
Pek fazla bana hitap etmese de film ele aldığını düşündüğümüz yasak aşk hikayesini fazla ön plana çıkarmadan dönemin sorunlarına da değiniyor.Filmde,İngiliz kraliyet ailesinden Danimarka kralı 7.Christian ile evlenmeye gelen Caroline ve kralın doktoru Johann Friedrich'in yasak ilişkileri fazla ön plana çıkmadan anlatılıyor.Asıl ön plana çıkan ise başarıyla yansıttıklarını düşündüğüm Danimarka ile tüm Avrupa'yı baştan aşağı etkileyen Aydınlanma dönemi ve ülkeye getirdikleri.Aşk kısmından ziyade bir tarihçi olarak ilgimi çeken kısmın kesinlikle Aydınlanma dönemindeki Danimarka Krallığı'nın dönem ile olan ilişkisi olduğunu da belirteyim.
Tam da Akademi'ye hitap eden bir film yapan yönetmen Nikolaj Arcel'i İsveç yapımı Ejderha Dövmeli Kız filminin senaristi olarak hatırlayabiliriz.Gelelim Oscar adaylığı kazanan bu filmine.
Başarılı bir yönetmenlik performansı sergileyen Arcel oyuncularından istediği performansı almış gözüküyor.Sanat yönetimini de başarıyla filme dahil eden yönetmen aynı zamanda senaryoyu da yazarak büyük bir sorumluluk üstlenmiş filmde.Senenin en iyilerinden olmasa da çok sık karşılaştırılan Anna Karenina'nın gerisinde bir film olduğunu söylemeliyim.
Teknik dallarda başarısı ile dikkat çeken En Kongelig Affære oyunculuk performanslarıyla da önemli bir yerde duruyor.Filmin en başarılı performansına imza atan ve karakterinin hakkını veren Mikkel Boe Folsgaard'ın yanı sıra artık çoğu sinemaseverin tanıdığı Mads Mikkelsen bu yıl ayrıca Jagten (The Hunt) filmiyle de Cannes Film Festivali'nden en iyi erkek oyuncu ödülüyle dönmeyi başarmıştı.
Başarılı ancak herkese hitap etmeyen senaryosu,başarılı oyunculukları ve sanat yönetiminin yanı sıra Akademi'ye hitap eden bir film olan En Kongelig Affære yılın izlenmesi gereken filmlerinden biri.Avrupa ve Danimarka sineması yine olumlu projelere imza atmaya devam ediyor anlayacağınız.
Film Değerlendirmesi [6.4]
farklı tarzlarda filmlere değinmen ilgimi çekti.bu filmi duydum ama senin de dediğin gibi herkese hitap etmiyor.
YanıtlaSilAvrupa sineması elbette ilk tercih olmalı.Avrupa sineması,sanatsal ve dramatik yönü ağırlıklı, başarılı olduğu kadar zor ve ayrılıkçı bir sinema endüstrisidir. özellikle film festivalleri ve hollywoodun son dönemdeki yeniden çevrimleriyle gitgide daha da içli dışlı olmaya başladığımız bu dönemde, kendi yönünü biraz daha popülist eğilimlere çevirmiş çok da iyi etmiş olan bu sinema pazarı kendi katı kurallarını zamanla yıkarak, hollywoodun sahip olamadığı yaratıcılığıyla doruk noktalarına sık sık tırmanmaya devam edecektir diye düşünüyorum.
Özellikle Avrupa sineması hakkındaki görüşlerini çok güzel yorumlamışsın,kesinlikle katılıyorum.Avrupa sineması çok yaratıcı ancak ağır da bir sinema.Bazı dediğin gibi katı kurallarını yıktığı takdirde çok başarılı filmler izlemeye devam edeceğiz gibi.
YanıtlaSil