4 Eylül 2013 Çarşamba

R.I.P.D (2013)

Ölümsüz Polisler
Son yıllarda beyaz perdede fazla göremediğimiz Ryan Reynolds ile Jeff Bridges'ı bir araya getiren R.I.P.D filmi yılın eğlenceli aksiyon/komedi filmlerinden birisi.Yönetmenliğini Red (2010) ile Flightplan (2005) filmlerinden hatırlayacağımız Robert Schwentke'nin yaptığı film 130 milyon $lık bütçesiyle de göz kamaştırıyor.3D seçeneği ile bu hafta ülkemizde de vizyona girecek olan R.I.P.D,beklentilerin düşük tutulması halinde seyirciye keyifli dakikalar yaşatabilen ve orjinal konusuyla dikkat çeken bir film.

R.I.P.D filminde,bir çatışmada hayatını kaybeden ve ölümden sonraki hayatında R.I.P.D adında bir teşkilata katılan Nick ile kendisini eğitmesi amacıyla görevlendiren Roy'un dünyayı kötülüklerden kurtarma maceraları
anlatılıyor.Ufak tefek mantık hatalarının yanında vasat bir senaryoyla filmi izlemeye mecbur bırakılıyoruz.Senaryo güçlü değil çünkü detaylandırmalar çok eksik.Gereksiz birçok sahne ve olayların hızla akışı da beni tatmin etmedi.Her ne kadar eğlenceli bir film de olsa R.I.P.D vasat bir senaryoya sahip.

1 Eylül 2013 Pazar

Adore (Two Mothers) (2013)

Adore
Bu yıl İstanbul Film Festivali kapsamında seyirciyle buluşan Two Mothers,baş rollerinde Naomi Watts,Robin Wright ve Xavier Samuel'in olmasıyla dikkat çekerken,ele aldığı konu itibariyle de kesinlikle merak uyandıran bir film olarak göze çarpıyor.Yönetmen Anne Fontaine'in ilk İngilizce filmi olan Two Mothers'ın ülkemizde gösterime girmesini beklemiyorum ancak kadrosunun önemli isimlerden oluşmasından dolayı çoğu yerde bulabileceğiniz bir film olduğunu da belirteyim.

Two Mothers iki küçük kızın sahildeki kovalamaca sahnesiyle açılıyor.Daha sonradan kızların büyüyüp anne olduklarına ve birer erkek çocuk sahibi olduklarına şahit oluyoruz.Ancak Lil'in (Naomi Watts) kocasının zamansız ölümü Ian'ın babasız büyümesine sebep oluyor.Aradan yıllar geçip çocukları yetişkinliğe doğru adım atmaya başladıklarında ise film başlıyor aslında.Özellikle bizim toplumumuzca asla hoş görülmeyen bir ilişki başlıyor filmde.Ian,annesinin arkadaşı Roz'a,Roz'un oğlu Tom da Lil'e aşık oluyor(!).Oldukça bodoslama başlayan Ian ile Roz'un ilişkisi senaryonun zayıflığından dolayı başlarda hiç inandırıcı değil.Maalesef senaryo o kadar zayıf ki ne anlatmak istediğini bile bilmiyor.Two Mothers'a bir aşk filmi demek oldukça mantıksız olur çünkü senaryoya göre film Ian ve Tom'un seks düşkünlüklerinden ibaret kalıyor.Zaten Tom'un Lil'e aşık olduğu filmin hiçbir sahnesinde belli olmuyor.Böylesine dikkat edilerek işlenmesi gereken bir konuda ciddi altyapı eksikliğinin olduğunu söylemek yanlış olmaz.