3 Temmuz 2014 Perşembe

Fargo (1996)

Fargo
Sinema tarihinin en başarılı ikililerinden Joel & Ethan Coen'in 1996 yapımı uyarlaması Fargo gösterime girdiği yıl büyük ses getirmiş,bazı saygın sinema çevrelerince yılın en başarılı filmi olarak ilan edilmişti.Akademi'ye de yedi dalda aday olan film iki ödülle evine dönmüştü.Bu yıl da dizi olarak yayınlanmaya başlayan Fargo'yu izlememek olmazdı artık.Geç de olsa izlediğim için rahat hissediyorum kendimi.

Fargo'da sahtekar Jerry'nin bir çalışanı aracılığıyla tuttuğu iki adama karını kaçırtması ve bu kaçırılmadan alacağı pay ile para ihtiyacını gidermeye çalışmak istemesi konu alınıyor.Ancak işler planlandığı gibi gitmiyor ve Jerry'nin karısını kaçıran adamların işledikleri cinayetler olaylara polisi de dahil ediyor ve böylece işler karışıyor.

Gerçek bir hikayeden uyarlanan filmin konusu ''Bu kadar da olmaz!''dedirtecek cinsten.Hazmetmesi zor hikayesi filmi ilginç kılsa da senaryonun çok başarılı olduğunu söyleyemeyeceğim.Senaryoda eksik gördüğüm bir husus var:Olayları araştıran polisin olayları ne kadar derinden yürütüp yürütmediğine biz şahit olamıyoruz.Polisin araştırmalarına birkaç kez rastlayabiliyoruz.Bu tür filmlerde polislerin olayları araştırması daha detaylı ele alındığında merak unsuru artıyor.Bu da filmin kalitesini artırıyor şüphesiz.

18 Nisan 2014 Cuma

Captain Phillips (2013)

Captain Phillips
Somalili korsanlarının ününü duymayan kalmamıştır.Birkaç yıl öncesine kadar kaçırdıkları gemilerle fidye almaya çalışan korsanlar bu kez Hollywood'un radarına takılmış durumda.Yaşanmış bir olaydan ve olayı yaşayan Richard Phillips'in ''A Captain's Duty:Somali Pirates,Navy SEALs and Dangerous Days at Sea'' adlı kitabından uyarlanan Captain Phillips 134 dakikaya uzanan geniş bir operasyon filmi.Final sahnesine doğru Bigelow'un Zero Dark Thirty'sini anımsatan film buram buram 'Amerikan gücünün ulaştığı noktalar' kokuyor.

Filmde 2009 yılında Umman'dan gıda yardımı için Afrika'nın bazı bölgelerine kargo taşımacılığı yapan bir Amerikan gemisine uluslararası sularda saldıran Somalili korsanlar ile geminin kaptanı Richard Phillips'in etrafında geçiyor.Başarılı bir senaryoya sahip Captain Phillips tarzı filmlerde senaryonun psikolojik işlevi oldukça önemli.Hazır yukarıda Zero Dark Thirty'den konuyu açmışken Zero Dark Thirty'nin psikolojik bakımdan zayıf kalan senaryosu sebebiyle ödülün Argo'ya gittiğini de söyleyebiliriz.Çünkü bu tarz operasyon filmlerinde psikolojik unsurlar ve gerçeklik duygusu daima ön planda durmak zorunda.Captain Phillips özellikle ikinci yarısında yakaladığı atmosferle gerçeklik duygusunu ve olayların psikolojik yönünü hissettirmeyi başarıyor.Sırf bu yüzden aldığı senaryo adaylığını da hak ediyor.Ancak her klasik Amerikan filminde olduğu gibi Amerikan milliyetçiliğinden burada da vazgeçilmiyor.Heybetli ve güçlü gemileri,kusursuz kurtarma planları vs. daima ön planda.

17 Nisan 2014 Perşembe

300:Rise of an Empire (2014)

300:Rise of an Empire
Bir devam filmine göre ilkinden tam sekiz yıl sonra gösterime giren 300:Rise of an Empire ilk filmin kalitesini yakalamayı başarıyor.40 gün önce vizyona girmesine karşın yeni izleme fırsatı bulduğum filmi çok beğendim.İlk filme yetişmeyen 3D teknolojisinin yeni filmde başarıyla uygulandığını görüyoruz.Gerçi 3D olmasının filme çok büyük bir katkısının olmadığını söylemeliyim.Yeni filmi başarılı kılan ilk filmdeki o Sparta merakımızı tüm Yunanistan merakımıza dönüştürmeyi başarmış olması sanırım.Ve tabii oyuncuları da...

Film bir önceki filmde 300 Spartalı askeri ile Pers'lere karşı destansı bir direniş sergilen Leonidas'ın öldürüldüğü mekanla açılıyor.Ardından dul eşi Kraliçe Gorgo'nun anlatımıyla ilk filmde karada süren özgürlük savaşının bu filmde denizde süreceğini anlatıyor.Ardından Pers Krallığı ve krallığın en önemli isimlerinin geçmişine götürerek detaylı bir şekilde karakter tanıtımı yapılarak seyirciyi filme dolu bir şekilde hazırlıyor senaristler.Bir saniye bile sıkılmadan izleyeceğiniz,dolu dolu ve aksiyonun hiç bitmediği başarılı bir senaryo duruyor karşınızda.

15 Nisan 2014 Salı

300 (2006)

300
Antik Yunan tarihi bugün hala gizemini koruyan eşsiz savaşların yaşandığı,dünya tarihinin yeniden yazıldığı çok önemli bir dönem.300'ün konusu da Antik Yunan şehir devletlerinden Sparta ile dönemin en güçlü devleti Persler ile yapılan dillere destan Termopylae Savaşı.Sparta Kralı Leonidas ile 299 askerinin destansı direnişini anlatan bu savaş hem yönetmenin hem de dijital ortamın katkılarıyla hafızalardan uzun süre silinmeyecek sahneler oluşturuyor.Büyük bir bölümü savaş sahneleriyle dolu 300'ün senaryo itibariyle başarılı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.Aksiyon sahnelerinin ve temponun hiç düşmediği filmde,senaryo derdini anlatıyor.

300'ün Frank Miller'ın Termopylae Savaşı hakkındaki grafik romanından uyarlandığını da hatırlatmak gerek.Aynı zamanda filme de danışmanlık yapan Miller'ın filmin başarısında payı büyük.Yine 300'ün aksiyon,fantastik sinemasına Zack Snyder gibi etkili bir yönetmeni de kattığını söylemeliyim.Çoğunluğu dijital ortamda kotarılmış olsa da Zack Snyder özellikle ağır çekimlerle,yarattığı ağır ve karanlık atmosferle filmi başarıya taşıyor.Ayrıca renk ayarlarının ve kamera açılarının da seyirciyi etkileyecek derecede başarılı olması yönetmenin başarısını katlıyor.

25 Ocak 2014 Cumartesi

12 Years a Slave (2013)

12 Years a Slave
Dokuz dalda gelecek ay verilecek olan 86.Akademi Ödülleri'ne aday olan 12 Years a Slave son dönem Hollywood'un en gözde temalarından ''siyahlar ve kölelik'' kavramlarını işliyor.Yakın tarihe baktığımızda 2011'de The Help ile geçen yıl ise Tarantino'nun son harikası Django Unchained ve Spielberg'ün Lincoln'ı ile bu konuya bakış atmıştık.The Help'in oldukça abartılan popülerliği,Django Unchained'ın temelinde köleliği konu almaması ve Lincoln'ın daha çok didaktik bir tarih filmine benzemesi sanırım 12 Years a Slave'in bu konu da yapılan en gerçekçi film olma yolunda önünü fazlasıyla açtı.

2008'de Hunger ile 2011'de ise Shame filmi ile sinema dünyasına yükseklerden giriş yapan Steve McQueen son filmi ile ustalık dönemine girdiğinin sinyallerini veriyor adeta.Hazmı inanılmaz zor sahneleriyle seyirciyi sınayan yönetmen gerçeklik duygusundan bir an olsun ödün vermeden filmi gözyaşlarıyla noktalıyor.İlk sahnesinden bu yana seyirciyi kendine bağlamayı başaran 12 Years a Slave takdire şayan çok önemli ve çok başarılı bir proje.

12 Ocak 2014 Pazar

Jeune & Jolie (Genç ve Güzel) (2013)

Jeune & Jolie
Yine bir Fransız filmi,yine büyülenen bir Faruk Hep çok iyi filmlerini mi seçiyorum bilmiyorum ama bugüne kadar birkaç film dışında hiç kötü bir Fransız filmi izlemedim.Amelie ile başlayan Fransız sinemasına olan sevdamın son örneği Jeune & Jolie olacak hazır olun!

Başka Sinema etkinliği çerçevesinde izlediğim Jeune & Jolie yönetmeniyle bizlere fransız bir film değil aslında.
François Ozon,Fransız sinemasının aykırı çocuğu.2000'lere kadar çektiği kısa filmlerle adından söz ettiren Ozon'un parlaması 2000 sonrasına dayanıyor.Günümüzün en üretken yönetmenlerinden biri olan Ozon'un son filmi Jeune & Jolie mesaj kaygısı taşımadan Ozon'un ellerinden yükselen ve baş rol oyuncusuyla parlayan başarılı bir Fransız filmi.

Jeune & Jolie'de 17 yaşında Isabelle adında bir genç kızın cinsel hayatı ve Isabelle'in büyümeye,olgunluğa geçişindeki dönemleri didik didik edilerek anlatılıyor.Dürbün sahnesiyle açılan filmin bu sahnesinde Isabelle'in film boyunca tüm hayatının didik didik edileceğini görebiliyoruz.Ardından yaz tatilinde ilk seks deneyimini yaşadığı andaki sahnede kendisi ile hesaplaşması filmin gidişatı hakkında bize küçük ipuçları veriyor.Sonbahar mevsimine geldiğimizde ise Isabelle'in bu merakını daha değişik yollarla sürdürdüğüne ve yaşıtlarından farklı bir yaşam sürmeye başladığına şahit oluyoruz.