25 Ocak 2014 Cumartesi

12 Years a Slave (2013)

12 Years a Slave
Dokuz dalda gelecek ay verilecek olan 86.Akademi Ödülleri'ne aday olan 12 Years a Slave son dönem Hollywood'un en gözde temalarından ''siyahlar ve kölelik'' kavramlarını işliyor.Yakın tarihe baktığımızda 2011'de The Help ile geçen yıl ise Tarantino'nun son harikası Django Unchained ve Spielberg'ün Lincoln'ı ile bu konuya bakış atmıştık.The Help'in oldukça abartılan popülerliği,Django Unchained'ın temelinde köleliği konu almaması ve Lincoln'ın daha çok didaktik bir tarih filmine benzemesi sanırım 12 Years a Slave'in bu konu da yapılan en gerçekçi film olma yolunda önünü fazlasıyla açtı.

2008'de Hunger ile 2011'de ise Shame filmi ile sinema dünyasına yükseklerden giriş yapan Steve McQueen son filmi ile ustalık dönemine girdiğinin sinyallerini veriyor adeta.Hazmı inanılmaz zor sahneleriyle seyirciyi sınayan yönetmen gerçeklik duygusundan bir an olsun ödün vermeden filmi gözyaşlarıyla noktalıyor.İlk sahnesinden bu yana seyirciyi kendine bağlamayı başaran 12 Years a Slave takdire şayan çok önemli ve çok başarılı bir proje.


Solomon Northup'ın kendi yazdığı otobiyografisinden sinemaya uyarlanan film bizleri yaklaşık 175 yıl öncesinin ABD'sine götürüyor.Henüz ülkeyi bölünme aşamasına getirmemiş iç savaşın yaşanmadığı ancak köleliğin yasalarla oldukça olağan bir hal aldığı bir Amerika izliyoruz filmde.Orta çağ Avrupa'sının feodalite rejimine benzer bir sistemin olduğu dönemin Amerika'sında yaşananlar özgür bir siyahın acı dolu kaleminden tüm gerçekliğiyle aktarılıyor bizlere.

Bana göre oldukça klişe bir konuyu gerçekçi yansıtmasıyla diğer rakiplerinden sıyrılan 12 Years a Slave hikayenin nimetlerini çok iyi bir şekilde kullanıyor.Final sahnesi dışında,dehşetle izlediğim sabun sahnesiyle sinema tarihinin en unutulmaz sahnelerinden birine sahip filmin bu açıdan bende yeri apayrı.

Filmin baş rol oyuncusu Chiwetel Ejiofor,Solomon karakterini başarıyla canlandırıyor.Abartısız performansı mükemmelliğine gölge düşürmüyor ancak Oscar heykelciğini kazanmasını zorlaştırabilir.Malum Akademi abartılı ve gösterişli performansları çok seviyor!

Ejiofor'un kariyerinde dönüm noktası olan film bakalım ona ilk Oscar heykelciğini kazandırabilecek mi ? Bekleyip,göreceğiz.Gelelim sabun sahnesiyle beni ağlatan ve o sahneye kadar pek de şans tanımadığım Lupita Nyong'o'a.Meksika doğumlu genç aktristin kariyerindeki ilk filminde Oscar aday olmasını bir yana bırakın o sabun sahnesindeki başarısı benim için her şeye değer.Yönetmenin tercihi midir bilinmez ancak sabun sahnesi dışında pek ana plana sokmadığı Patsey karakterini tek sahnede devleştirme işi bence oyuncunun başarısıdır.Nyong'o adaylığını sonuna kadar hak ediyor.Gözlerinden adeta başarısı okunuyor.

Steve McQueen'in önceki iki filminde de baş rol verdiği Michael Fassbender bu kez yardımcı bir rolle karşımıza çıkıyor.Filmle birlikte kariyerinin ilk Oscar adaylığını da kapan Fassbender Shame'deki performansının altında kalsa da yine döktürüyor.Geçen yıl da yardımcı rolde yer aldığı Prometheus'da döktüren Fassbender bu yıl son iki performansının biraz gerisinde kalmış bence.Yine de adaylığı hak ettiğini söylemek mümkün.

James Horner ve Howard Shore ile Hollywood'un en yetenekli müzisyenlerinden Hans Zimmer yine harika çalışmalarıyla karşımızda.Dokunaklı müzik çalışmalarıyla filmin sürükleyici havasına renk katan Zimmer sanırım filmin müzikleri ön plana çıkarmayan sahneleri sebebiyle adaylık dışı kalmış.Aslında hak vermeden de edemiyorum çünkü çoğu sahnede yaşanılan psikolojiyi ve gerçekliği duygularla buluştururken müzik çok da ön plana çıkmıyor.Ancak Zimmer hayranı olarak özellikle dinlediğim bazı kısımları dolayısıyla filmin müziklerini beğendiğimi söylemeliyim.

Teknik bakımdan da göz dolduran film dönemin Amerika'sını başarıyla yansıtıyor.Yine sinematografisi ile de takdire şayan bir film olan 12 Years a Slave yılın unutulmayacak ve en başarılı filmlerinden biri.Sadece sabun sahnesi için bile tekrar bilet alınacak nadide filmlerden...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder