20 Ocak 2013 Pazar

Les Miserables (2012)

Sefiller
Şüphesiz bu yıl en heyecanla beklediğim film Les Miserables'dı.Ancak genç kuşağın başarılı yönetmenlerinden Tom Hooper keyifli bir müzikal sunmasına rağmen türün yabancılarına hitap etmediği için büyük bir dezavantaj yaratmış.Bunu gidermenin en iyi yolu süreyi kısa tutup,diyalogları fazla müzikale sokmadan yapmak iken Hooper,süreyi kısaltamayacağı için diyalogların da tamamını müzikal yaparak büyük bir risk almış.Müzikal film izlemeyi seven biri olarak bu durumu dert etmesem de herkesin benim gibi düşünmeyeceği çok açık.Lakin şöyle bir gerçek var ki Les Miserables herkesin beğenebileceği,başarılı bir film.Sadece müzikal film sevmeyenler için eziyete dönüşebilir.Yine de Les Miserables beklentilerimin biraz altında kalsa da ilgiyi hak eden,oyunculuk performansları mükemmel ve teknik anlamda çok başarılı bir film.


Dünya klasikleri arasında yerini alan Sefiller'in konusunu bilmeyen yoktur.Küçükken yeğeni için bir parça ekmek çalmasıyla 19 yıl hapiste kalan ve köle olarak çalışan Jean Valjean'ın özgürlüğüne kavuştuktan sonra tanışıp aşık olduğu Fantine'nin ölmesiyle onun küçük kızına bakmaya başlaması ve sonrasında gelişen olayları Fransa tarihinin en acımasız yıllarında ele alıyor film.Buraya kadar birçok kez sinemaya uyarlanan Les Miserables ilk kez sinemada müzikal olarak işleniyor.Diyalogların tamamına yakınının müzikal bir havada olması herkese hitap etmiyor kesinlikle.Müzikal seven biri olarak ben bile senaryonun tamamının müzikalden oluşmasını çok yararlı bulmuyorum.Bazen duyguları ifade etmede müzikal diyaloglar filme çok yakışırken bazen de gereksiz bulduğum sahneler oldu filmde.Müzikal diyalog oranı biraz daha yarıya kadar inseydi çok daha başarılı bir film ortaya çıkardı demekten de kendimi alamıyorum.

Anne Hathaway ve Hugh Jackman'ın kariyerindeki en iyi performanslarını sergilemeleri filmin kalitesini epey arttırmış.Hugh Jackman,The Prestige'deki performansının da üstüne koymayı başarırken,filmde yarım saat görünen Anne Hathaway'in harika bir performansa imza attığını söylemek yanlış olmaz.Kariyerinin ilk Oscar heykelciğine emin adımlarla ilerleyen Hathaway doğru projeler seçtiği takdirde çok başarılı bir kariyere sahip olacaktır,eminim.

En sevdiğim aktristlerden olan Amanda Seyfried'in kadroda olması genç oyuncunun kariyeri açısından da çok büyük önem taşıyor bence.Harika sesini de bu filmde duymak keyiflendirdi beni.Biraz daha fazla rolü olsaydı adaylık bile alabilirdi.22 yaşındaki Samantha Bark ise kariyerinin ilk filminde müthiş bir iş çıkarmış.Neden adaylık alamadı onu bile düşündüm izlerken...Oscar ödüllü Russell Crowe ile 2 Oscar adaylığı bulunan Helena Bonham Carter'ı bu müthiş kadroda görmek de çok keyifli gerçekten.Crowe'un sesini beğendiğimi de ekleyeyim.

Tom Hooper kariyerindeki ikinci büyük işinde çıtayı daha da yükseltmiş görünüyor.Çok riskli bir işi sinemaya aktaran Hooper çok başarılı bir yönetimle filmini başarıya taşıyor.Büyük bütçeli bir filmle dönemin Fransa'sını harika bir teknikle yansıtmayı başaran Hooper oyunculardan da istediği verimi almış görünüyor.

Teknik dallarda oldukça iddialı olan Les Miserables'in tek eksiği diyalogların fazlaca müzikale dayanması olmuş.Onun dışında eksiği olmayan,yılın başarılı işlerinden kesinlikle.8 dalda Oscar adayı olmayı başaran film En İyi Komedi/Müzikal Altın Küre Ödülü'nü de alarak elini güçlendirmişti.Bu arada film ülkemizde mart ayında vizyona girecek.

Film Değerlendirmesi [7.7] [B]






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder