25 Ocak 2012 Çarşamba

Oscar'a Koşanlar /Part 6/ The Artist

Akademi tarihinin Wings filmine verdiği En iyi film Oscar'ın dan sonra ilk kez bir sessiz filmin Oscar Ödülleri'ne En İyi Film dalında aday olması ve kazanacak gibi görünmesi çok ilginç.Benim içinde ilk kez tecrübe olan sessiz film denemesi The Artist filmine kısmetmiş.Hollywood'ın bıkkınlık vermeye başlayan senaryoların arkasında duran sessiz ama muhteşem bir film olan The Artist şuana kadar izlediğim yılın en iyi filmi.Filmin siyah beyaz ve sessiz olmasa bir esprisi kalır mı soruları çok gündemdeyken cevaplayayım.Bana göre kalmaz ve normal bir filmden öteye geçemezdi.Gelelim yılın şuan itibariyle en iyi filminin detaylarına...

Hollywood'un 20'li yıllarından en önemli sessiz film artisti olan George Valentin kariyerinin zirvesinde bir artist..Son filminin galasında ufak bir sakarlık olayı sayesinde tanıştığı Peppy Miller ise o dakikadan sonra önce figüranlık ardından başrol oyunculuğuna kadar yükselip, Hollywood'un ilk sesli filmlerinin yıldızı olup kariyerinde zirve yapacağı 'Benli Kız Miller' ve her iki oyuncunun da birbirlerine duydukları sevgi filmin teması görünümünde.Filmin önemli yerlerindeki diyaloglar dışında film sessiz olduğu için bütünlüğü siz yakalıyorsunuz.
Sessiz film yıldızını sessiz bir filmle aktran yönetmen Hazanavicius filmi başarıya taşımış.Filmin en güzel sahnleri rüya sahnesi ve Peppy'nin soyunma odasında kıyafetlerle yaptıkları çok güzel.Ancak dediğim gibi sessiz film ve siyah beyaz olmasaydı film bir esprisi kalmazdı çünkü senaryoda direk bununla alakalı işlenmiş.

Filmin yönetmeni,senaristi ve filmin kurgusunu işleyen Hazanavicius kariyerinde bu filmle zirve yapıyor.45 yaşındaki yönetmen kariyerinde daha önce TV film ve dizileri dışında,bir tane de kısa filme imza atarken The Artist ile birlikte 4 uzun metrajlı filme sahip.Çoğu kimse tarafından pek bilinmeyen filmlere imza atan Hazanavicius'un kariyeri The Hurt Locker'ın yönetmeni ve iki sene önce En iyi yönetmen dalında ödül alan ilk kadın yönetmen Kathryn Bigelow gibi.The Hurt Locker öncesi fazla iyi işler yapamayan Bigelow'a gereksizce En iyi yönetmen ödülü verilmişti.O günden itibaren Akademi'nin pek de yönetmenin kariyerine bakmadığını anlamış olduk.Hazanavicius bu sene ödülü haketse bile daha iyileri var kendisinden.Ama Akademi bu kadar dağılmışken Hazanavicius'a ödülü verebilirler.Benim ödüllerimde ise Hazanavicius aday ancak kazanması şuan için uzak ihtimal.

Filmin oyuncu kadrosu da süper.Başrolünde Jean Dujardin gibi genç bir ismi kadroya dahil eden Hazanavicius çok önemli bir ismi sinemaya kazandırmış.Mimikleri,dansı ve oyunculuğu ile Dujardin filmin en iyisi.Performansıyla Altın Küre'yi alan Dujardin'e bir ödülde Oscar'dan gidebilir.Filmin güzel kadın oyuncusu Berenice Bejo ise mükemmel bir yetenek.Dans konusunda yetenekli olduğu görülen Arjantinli oyuncunun güzelliği ve oyunculuğu da filme gözüm çarpan performanslar.En çok Oscar'a aday olmasına sevindim kendisinin.Performanını  izlemememe rağmen beni çok etkilediği için önceden ona ödüllerimde adaylık vermiştim ve pişman olmadığımı da gördüm.

Filmin en büyük artısı ise müzikleri tabi..Zaten sessiz filmlerin de en büyük avantajı bu.Ludovic Bource'nin eşsiz müzikleri filmin güzelliğiyle bütünleşiyor.Filmin garanti ödüllerinden birisi de müzik dalında tahminimce.

Senenin izlediğim 12 aday içerisinde en iyi olduğuna kanaat getirdiğim The Artist siyah beyaz ve sessiz film olmasıyla da çok güzel bir film.Nedense bu yılki tüm filmlere fazla puan verememem sanırım bu yılın En İyi Film için zayıf geçeceğini gösteriyor bana.Tabi umutlu olduğum birkaç film daha var.

[8.1] [2011'in en yüksek puanı]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder